Kemoterapi yan etkileri konusu ortaya çıktığında, saç dökülmesi, kilo kaybı ve ilaçların bizi ne kadar hasta hissettirebileceğini düşünme eğilimindeyiz. Sık sık düşünmediğimiz şey sekstir.
Belki de bunun nedeni "kanser" ve "seks", bir araya getirildiğinde birbirini yok eden iki kelime olmasıdır. Ve çoğu zaman, kanser teşhisi konulduğunda akla gelen son şey seks.
Ancak basit gerçek şudur: samimiyet kanser tedavisi sırasında önemlidir. Seks ve yakın yakın temasın, tedavi zorlaştığında sizi partnerinize yaklaştırırken, refah duygularını teşvik ettiği bilinmektedir. Bu nedenle, 17 veya 70 yaşında olsanız da, kemoterapinin cinsel yaşamınız üzerindeki hem doğrudan hem de dolaylı etkisini anlamak önemlidir.
KatarzynaBialasiewicz / Getty Images
Cinsiyet ve Enfeksiyon Riski
İnsanlar genellikle doktorlarına partnerleriyle ne zaman seks yapmaları veya yeniden başlamaları için doğru zaman olduğunu sorarlar. Kemoterapi gören çoğu kişi için seks sadece tıbbi olarak izin verilemez, aynı zamanda teşvik edilir.
Diğer durumlarda, bunun tersi doğrudur. Kemoterapi gören kişiler, düşük beyaz kan hücresi sayısıyla sonuçlanan tedavinin bir yan etkisi olan nötropeni geliştirme riski altındadır.Bu hücreler enfeksiyonla savaşmak için hayati öneme sahiptir ve onlar olmadan zararsız olabilecek hastalıklar için risk altındayız.
İşte seks burada bir sorun haline gelebilir. Vajinal, anal veya oral olsun, bu aktivitelerin her biri enfeksiyon geçirme potansiyeline sahiptir. Prezervatifler genellikle koruma sağlayabilirken, mevcut sağlığınıza ve sahip olabileceğiniz risk faktörlerine göre bilinçli bir seçim yapmak için doktorunuzla konuşmak önemlidir.
Bağışıklık sisteminiz ciddi şekilde tehlikeye girmişse, cinsel perhiz, enfeksiyondan kaçınmanın tek kesin yolu olabilir.
Kemo ve Gebelik
Mutajenik olabilen ve doğum kusurlarına neden olabilen kemoterapi alırken her zaman doğum kontrolünü kullanmak önemlidir. Kemoterapi sırasında hem erkekler hem de kadınlar gebeliğe karşı korunmalıdır.
Kemoterapi Yan Etkileri
Kemoterapi, bir kişinin cinsel işlevini azaltarak veya cinsiyete müdahale edebilecek enfeksiyonlara yol açarak cinsel yaşamınızı etkileyebilir.
En yaygın şikayetlerden bazıları:
- Tedavi gören hem erkek hem de kadınlarda libido kaybı beklenebilir. Kemoterapi genellikle çok az zamanla veya seks arzusuyla sizi bitkin hissetmenize neden olur. Bu duygular ancak kişi kendini depresyonda hissettiğinde veya saç dökülmesi veya kilo kaybı gibi şeyler yaşadığında artar.
- Erektil disfonksiyon (ED), bir erkeğin ereksiyon elde edemediği veya sürdüremediği bir durumdur. Bazı kemoterapi ilaçlarının ED'ye neden olduğu bilinmektedir. Yine de, Viagra ve Cialis gibi ilaçlarla bile, birçok erkek, kanser tedavisinin stresi ve endişesi ile karşı karşıya kaldıklarında hala sertleşmeyi zor buluyor.
- Kemoterapi sırasında vajinal kuruluk da meydana gelebilir ve doğal vajinal yağlama eksikliğinden dolayı ağrı ve tahrişe neden olabilir. KY Jelly gibi su bazlı kayganlaştırıcılar kesinlikle yardımcı olabilirken, reçetesiz satılan herhangi bir ürünün güvenli olduğundan ve tahrişe neden olmadığından emin olmak için doktorunuzla konuşmak her zaman iyi bir fikirdir.
- Kemoterapi gören kadınlarda, özellikle antibiyotik veya steroid kullananlarda vajinal enfeksiyonlar yaygındır. Enfeksiyonlar ağrıya, yanmaya ve vajinada tahrişe neden olabilir ve buna genellikle beyaz vajinal akıntı eşlik eder. Enfeksiyon tamamen temizlenene kadar genellikle cinsel ilişkiden kaçınılması tavsiye edilir.
- Genital siğiller veya uçuk alevlenmeleri de gerçek bir sorun olabilir. Kemoterapi bağışıklık sistemini baskıladığından, insan papilloma virüsü (HPV) ve herpes simpleks virüsü (HSV) gibi virüsler, aksi takdirde kontrol edilebilecekleri yerde gelişebilirler. Aslında, hiç salgın yaşamamış bazı kişiler, tedaviye başladıktan sonra aniden bir salgınla karşı karşıya kalabilirler.
Nasıl başa çıkılır
İyi haber şu ki, kemoterapinin cinsel yan etkilerinin çoğu tedavi tamamlandıktan sonra ortadan kalkacak. Semptomlar kişiden kişiye değişebilir, bazıları özellikle sert etkilenirken diğerleri minimum etkiye sahiptir.
Hatırlanması gereken en önemli şey, cinsiyet yokluğunun yakınlığın olmadığı anlamına gelmediğidir. Bir ereksiyon sağlayamasanız veya ilişkiye katlanamasanız bile, samimi dokunma ve okşama, hem bakış açınızı hem de özgüven duygunuzu güçlendirebilir.
Cinsel işlevle ilgili duygusal veya fiziksel herhangi bir sorun yaşıyorsanız, bunları eşinize ve doktorunuza ifade etmekten çekinmeyin. İletişim her zaman hem kendinize hem de size yardım edebilecek kişilere bağlı kalmanın anahtarıdır.